Haber

ADIYAMAN’DA BİNALAR BETONDA KULLANILAN BÜYÜK TAŞLAR NEDENİYLE OLUŞMUŞTUR

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 2 depremin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, deprem bölgesinde çöken binaların araştırılması için Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan uzman ekip istedi. Talep üzerine Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü öğretim üyesi, inşaat mühendisi Dr. Ahmet Bal’ın da aralarında bulunduğu mimar, inşaat ve jeoloji mühendislerinden oluşan 10 kişilik heyet Adıyaman’a gitti. Akademisyenler, çöken binaları inceleyerek numune aldı ve hazırladıkları raporu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sundu.

‘BİNA STOKU ÇOK ESKİ DEĞİLSE’

Dr. Ahmet Bal, görevlendirildikleri Adıyaman’ın merkez ve ilçelerinde 8 gün boyunca binaların enkazını incelediklerini söyledi. Binaların yıkılma sebebini belirlemeye çalıştıklarını ifade eden Bal, Adıyaman’da 1500’e yakın ağır enkaz bulunduğunu, 200 binayı incelediklerini, delil ve bilimsel veriler topladıklarını kaydederek, şunları kaydetti: Ne var ki yapı stokumuz ne yazık ki çok eski, bunların yüzde 95’i 1998’den önce yapılmış, tabi bunlar yönetmeliğin gerekliliklerini karşılamıyordu, örneğin beton malzeme ile ilgili özellikler, özellikle yapısal tasarım, o kadar eksikti ki. tahribat o kadar yoğundu.Örneğin bölgede TOKİ’nin yaptığı binalarda bazı çatlaklar maalesef 1998 öncesi yapılan yapılar bu kadar büyük bir tahribata neden oldu.Heyet olarak AFAD ile birlikte istasyonları ve ivmeleri değerlendirdik. Bölgedeki kayıt istasyonlarından ayrılmadan önce yola çıktık ve ivmeleri elde ettik.Tabi bu ivmeler depremin büyüklüğü açısından çok değerliydi. sarsıntının büyüklüğünden. ve etkisini bu binalarda gördük. Binalara genişliğinin neredeyse 3 katı kuvvetler gelmiş, hatta Türkiye’de fay hatlarında pek rastlanmayan dikey ivmeler bile oluşmuştu. Yani yapılarımız sadece doğu, batı, kuzey, güney yönünde değil. Ayrıca dikey salınımlar yaşadılar. Bunun büyük olmasının en önemli nedeni, arka arkaya iki kez gerçekleşmesiydi ve elbette bu, beklenenden çok daha yüksek ivmelenme rekoruydu. Biz bilim kurulu olarak önce bu ivme kayıtlarını ve yapılara etki eden kuvvetleri hesapladık” dedi.

‘BÜYÜK TAŞLAR DEMİR VE BETONUN ORTASINDAKİ ADRESİ ENGELLEDİ’

Dr. Ahmet Bal, inceledikleri binalarda bilinenin deniz kumu olmadığını, aksine olduğunu belirtti. Bu agregalar betonarmenin en temel prensibi olan beton ve çeliğin aderansıdır. Taş iri olduğunda aderans sağlanmaz ve ne yazık ki beton işlevini yerine getiremez. Bunun değerli bir nedeni de yapıların bir anda çökmesine neden olmasıdır. Perdelenmeden ve bilinçli kullanılmadan kullanılan büyük taşlar, demir ve betonun ortasındaki aderansı engelliyor, binaların bir anda çökmesine neden oluyordu.

‘HAZIR BETON ÇOK SINIRLI’

Binaların çökmesinin de eleme yapılmadan mıcır kullanılmasından kaynaklandığını belirten Bal, “Normalde bu yongaların bir boyutu geçmemesi gerekiyor. Betonun beton olarak kompozit özelliğini gösterebilmesi için bunun bir boyutu, agrega çapı dediğimiz donatı ölçüsünü geçmemelidir.Birincisi tabi ki binalar çok eski olduğu için o zamanlar hazır beton kullanımı pek yaygın değildi. bu 98 yönetmenden önceki binalardan önce beton o kadar yaygın değildi. Maalesef bu agregaları elenmeden kullanmak benim için en büyük sebeplerden biri” dedi.

Devletin ve savcıların Adıyaman’daki çalışmaları desteklediğini vurgulayan Ahmet Bal, “Gerekli delilleri toplamamıza imkan sağladılar ve bu konuda özverili bir şekilde işimizi olabildiğince kolaylaştırdılar. Laboratuvarlarımızda tekrar inceleyeceğiz. bilgisayarlarda analiz edeceğiz.”

haber-celikhan.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu